Avrupa'da 70'li yıllarda yaşanan birçok terör eyleminin esas sorumlusunun NATO, CIA ve MI6 o
26/04/2005
'NATO'nun Gizli Orduları'nın yazarı İsviçreli araştırmacı Dr. Ganser , Cumhuriyete konuştu
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Türkiye'de ''kontrgerilla'' adıyla bilinen NATO Gizli Ordusu'nun, ''Batı Avrupa'daki örneklerinden'' çok daha fazla şiddet kullandığı ileri sürüldü. Zürih Teknik Yüksekokulu bünyesinde çalışmalarını sürdüren İsviçreli araştırmacı Dr. Daniele Ganser , kısa bir süre önce İngilizce olarak yayımladığı ''NATO'nun Gizli Orduları'' (NATO's Secret Armies) başlıklı kitabında ''Türk Gladiosu'' üzerine ayrı bir bölüme yer verdi.
Dr. Ganser, Cumhuriyet' e yaptığı açıklamada, 70'li yıllarda Avrupa'da yaşanan birçok terör eyleminin esas sorumlusunun NATO, CIA ve MI6 olduğunu, bu merkezlerin, geçmişe yönelik bilgilerin kamuoyuna sızmaması için şimdi de yoğun bir çaba harcadığını kaydetti.
Dr. Daniele Ganser, Türkiye başta olmak üzere birçok NATO ülkesinde, özellikle 1970'lerde yaşanan vahşetin aydınlatılmayıp CIA ve MI6'nın bu gizli ordularla neler yaptığının ortaya çıkarılmaması durumunda, şiddet spiralinden kurtulmanın da mümkün olmayacağını savundu. '' Uğur Mumcu' nun öldürülmesi utanç verici bir şeydir. Önce gerçeği bulalım, sonra birbirimizi affederiz'' diyen Daniele Ganser şöyle konuştu:
''NATO'nun 'stay-behind' denilen gizli ordusu hakkında bilgi almak mümkün değil. İtalya'da 'Gladio' , Belçika'da 'SDRA8' , Norveç'te 'ROC' , İsviçre'de 'P26' ve Türkiye'de de 'Counter-Guerilla' adını taşıyan bu gizli ordular, CIA ile İngiliz gizli servisi MI6 tarafından kuruldu, donatıldı ve eğitildi. Bunların koordinasyonunu NATO'nun gizli bölümleri üstlendi. NATO Gizli Ordusu, Türkiye'deki kanlı 1 Mayıs 1977'ye karışmış görünüyor. Bunu biliyoruz.''
Dr. Ganser, Türkiye'de 1976-1980 arası her gün biraz daha tırmandırılan iç savaşın amacının 12 Eylül 1980 askeri darbesi olduğu yolundaki tezlerle ilgili olarak ''Gerçekten de gelişmeler böyle olabilir'' görüşünü dile getirirken iplerin kimin elinde olduğunu söylemenin hâlâ çok güç olduğunu hatırlattı. Ganser sözlerini şöyle sürdürdü:
''İtalya'da da bir gerilim stratejisi izlendi. 1970'lerde aynı şekilde İtalyan halkı terörle korku ve dehşete düşürüldü. Pentagon'un elkitabı 'FM 30-31B' nin betimlediği bu strateji vahşice bir şeydir. İşin içinde devlet terörü var. Bunu da araştırmak çok zor. Çünkü böyle bir durumda devletin de kendisine eleştirel bir gözle bakması gerekiyor. Örneğin Türkiye'de 1970'lerde önemli bir rol oynadığı halde, bugün kontrgerilla hakkında ayrıntılı bir Meclis araştırması eksik. Örneğin Kenan Evren' in 12 Eylül 1980 darbesinde NATO Gizli Ordusu'ndan destek aldığı biliniyor, ama bu konuda da ayrıntılar bilinmiyor. Kontrgerilla, CIA ile çok sıkı bir işbirliği içindeydi. Eski CIA İstasyon Şefi Paul Henze , 1980 askeri darbesinde hayati bir rol oynamış görünüyor.''
İsviçreli araştırmacı, Türkiye, İtalya ve Yunanistan'da bu NATO Gizli Ordusu'nun, demokratik kurumları ağır biçimde tahrip ettiğini vurguluyor. Özel Harp Dairesi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın emekli generallerine kontrgerillanın neler yaptığının sorulabileceğini belirten Dr. Ganser, ''Benim araştırmalarıma göre işkence dahil her şeyi yapmış olabilirler. Talat Turhan bunları açıkladı'' diye konuştu.
Ganser, Cumhuriyet' in sorularını yanıtlarken şu görüşleri dile getirdi: ''Almanya'daki NATO Gizli Ordusu'nda eski SS uzmanlarının çalıştığını biliyoruz. Ancak Alman Gizli Ordusu üyelerinin Türkiye'ye gidip gitmediğini veya Türk Gizli Ordusu'nun Alman Gizli Ordusu elemanlarıyla birlikte eğitim alıp almadığını söyleyemem. NATO bu konuda hiç bilgi vermiyor. Pentagon'a sorun bu konuyu, alacağınız yanıt 'No comment' ( Yorum yok ) olacaktır. Ama Türk kontrgerillasının bazı elemanlarının Amerika'daki kötü şöhretli 'School of the Americas' ta veya ABD'de Yeşil Bereliler tarafından eğitildiğini biliyoruz.''
Dr. Ganser 18 ülkede araştırmalar yaptığını, özellikle Türkiye'deki NATO Gizli Ordusu ve elemanlarının üzerindeki sis perdesinin kaldırılamadığını bildirdi. Türklerin kullanıldığına işaret eden bilim adamı, yanıtlarını şöyle sürdürdü: '' Abdullah Çatlı' nın 1996'daki ölümünden sonra ve Susurluk skandalı ertesinde, kontrgerillanın önemli bir yerinde olduğu ortaya çıktı. Ama Türk Parlamentosu, tüm çabasına rağmen kontrgerillanın CIA, NATO ve Pentagon ile ilişkilerini aydınlığa kavuşturamadı. Türkler, tıpkı İtalyanlar ve diğerleri gibi, Soğuk Savaş'ta kullanıldılar. Şimdi bunun nasıl yapıldığını tam olarak ortaya çıkarmak zorundayız. Bunun üstesinden gelebilecek olağanüstü insanlar var Türkiye'de. Mehmet Ali Ağca , Abdullah Çatlı, Oral Çelik ... Bunlar sıradan tetikçiler değildi bence. Bu isimlerin NATO, Pentagon ve CIA ile ilişkilerini Özel Harp Dairesi yanıtlamalıdır. NATO'nun bu gizli orduların koordinasyonunu üstlendiği biliniyor. Bu koordinasyon işi, Belçika'da SHAPE bünyesindeki 'Clandestine Planning Committee' ve 'Allied Clandestine Committee' üzerinden gerçekleştiriliyordu. Uğur Mumcu'nun öldürülmesi utanç verici bir şeydir. Önce gerçeği ortaya çıkaralım, sonra birbirimizi affederiz. Eğer yalan içinde yaşamayı sürdürür ve birbirimizi öldürmeye devam edersek, bizim için de çocuklarımız için de, 21'inci yüzyılda atom bombaları ve biyolojik terörle yaşamak keyifli bir iş olmaz. Böyle bir şeyi kim ister? Bu şiddet spiralinden artık kurtulmalıyız.''