Gazetelerden olayı öğrendiğini belirten ve konu hakkında Zaman’a açıklamalarda bulunan Vali Mustafa Erkal, “Bu haberi gördükten sonra ilgili birim müdür ve amirleriyle beraber güvenlik toplantısında bu konuyu görüştük ve araştırma yapıyoruz. Ancak benim elime ulaşan bilgilere göre henüz Tunceli’de böyle bir din akımının olmadığı gibi benim de yeni öğrendiğim bir konu bu.” diye konuştu. ABD’nin yayınladığı raporda Tunceli’deki Alevi Kürtler tarafından oluşturulan Yarsanizm’in gerçekle bir alakası olmadığını ifade eden Erkal, bu akımın Tunceli’de başladığı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu kaydetti. Vali Erkal, bu konuyu yeni öğrendiklerini ve bunun hakkında bugünden itibaren bir çalışma başlatacağını ancak kendisine gelen değişik yorumları da değerlendireceğini bildirdi.

Yarsanizm’in ayrı bir din olarak değerlendirilmesinin yanlış olacağını da vurgulayan Erkal şunları söyledi: “Bu tamamıyla Alevi-Sünni, Kürt-Türkleri birbirine yine düşürmekten öte birşey değildir. Böyle huzur ve güven ortamının mevcut olduğu bir dönemde birileri bunlardan rahatsız oluyorsa bu tür dedikoduları çıkarması da doğladır. Bir dinin çıkabilmesi için onun bir kitabı ve bir peygamberi de olması gerekir. Bizim bir dinimiz, bir peygamberimiz var. İslamiyet’e göre dinimiz ve peygamberimiz de son gelenlerdir. Bundan sonra gelenler ise birilerinin geleceği dedikoduları ve yine birilerinin uydurmasıdır.”

Öte yandan Tunceli Valisi Mustafa Erkal, 17 Aralık Avrupa Birliği (AB) müzakere tarihinden önce AB Komisyonu’nun Türkiye Delegasyonu Başkanı Hans Jörg Kretschmer’in Tunceli’ye gelmesini ilginç bularak dikkatlerin de buraya çekilmesini istedi. Kretschmer’in Tunceli’de Alevilerin azınlık olduğu ve ayrı bir din olduğu yönünde bir araştırma yaparak baskıcı bir tavır sergilediğini ifade eden Erkal, Alevilerin bunlara prim vermediğini ve İslamiyet’in son din Hz. Muhammed’in de son peygamber olduğunu söyleyerek bu süreçte art niyet arayanlara iyi cevap verdiklerini kaydetti.

Konuyla ilgili Zaman’a açıklamalarda bulunan Elazığ Hacı Bektaş Veli Kültür ve Tanıtma Derneği eski başkanı ve Alevi dedesi Ali Çoban, ilk defa böyle bir terimi duyduğunu belirterek, birilerinin son yıllarda sağlanan huzur ve güven ortamını bozmaya çalıştıklarını söyledi. Alevilerin bu tür dedikodulara prim vermediğine dikkat çeken Çoban, “Bizlerin bir kere azınlık veya ayrı bir dinden görülmesi kadar yanlış birşey yoktur. Hak dinimiz ve onun peygamberi Hz. Muhammed, kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’i de boynumuza asıp dolaşırız. Biz bunlara başımızı koyduk bundan ötesi yoktur. Bunlar alevilere zarar veriyor. Kimse alevilrin üzerinden prim yapmasın çünkü bu oyunlara biz gelmeyiz.” dedi.AB kriterleri eşliğinde geliştirilen yeni azınlıklar oluşturmaya yapay bir din çıkartarak nereye varılacağını hepimiz biliyoruz.Ayrıca yöredeki sakinlerden alınan bilgiye göre 4 büyük meleğin insan suretiyle mesihi yetiştirdiği büyütüğü inancı halk üzerinde tepkiyle beraber merakıda çoğaltıyor.