Geriye Dön

KÜRDİSTAN DEVLETİ Mümtaz Soysal

FUTBOL saatlerinde Rıdvan Dilmen 'i dinlerken Müjdat G

Resim

02/09/2005



Sayın Başbakan'ın tam olarak ne dediğini sorarsanız, bunun yanıtı ancak ''Kürt sorunu dedi'' olabilir. O sözlerden açık bir anlam çıkarmak kolay değil. Olsa olsa, etnik köken, din, dil ayrımı yapmayan ve ülke halkını bütünüyle kalkındırmayı amaçlayan bir ''ulus-devlet'' ten söz etmediğine göre, ''Ucu 'Kürt devleti' tartışmasına kadar varabilecek tehlikeli bir süreç başlattı'' diyebilirsiniz.

Gerçekten, konuyu bu cumhuriyetin henüz tamamlanmamış ''bir ulus yaratma'' sorununa bağlamaz ve tamamlayışın ekonomik, sosyal, kültürel eksikleri üzerinde durmaz da kuşkulu yollarda çözüm aramaya kalkarsanız, başkalarının ''Kürdistan sorunu'' na yamanmanız kaçınılmazlaşır.

Evet, Batılı atlasların ''Kürdistan'' dediği coğrafya üzerinde Kürt etnikliğine dayalı bir devlet kurma tasarımı var ve şimdi olanlar bu tasarımın birer parçası. Yalnız ''Kürt ulusçuluğu'' nun değil, aşağı yukarı bir yüzyıldır Ortadoğu'yla ilgilenen bütün Batılı devletlerin tasarımıdır bu. Vaktiyle Almanların ve İngilizlerin besledikleri niyetlerin şimdiki izleyicileri Avrupa Birliği ile Amerikan-İngiliz ortaklığı ve İsrail oluyor.

Neden bu niyetler? İnsan hakları, demokrasi, Kürt sevgisi falan mı?

Hayır. Hepsi Batı emperyalizminin eski niyetleri.

Birincisi, petrol üzerine oturmuş, ama Batılı devletlerin kukla gibi kullanabileceği bir başka devlet daha yaratmak.

İkincisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin fazla güçlenmesini önlemek.

Üçüncüsü, Arap dünyasını biraz daha bölmek.

Kuzey Irak'ta ortaya çıkan tablo şaşırtıcıdır: ABD, Kürdistan Devleti'ni kurmada ve gelecekteki ordusunu oluşturmada artık PKK'yi engel değil, yararlanılacak unsurlardan biri olarak görüyor galiba. Birinci Körfez Savaşı sonrasında Guam'a götürülüp eğitilenlerden kaçı peşmergeler arasında, kaçı ABD kuvvetlerinde, kaçı PKK saflarındadır, bilmiyoruz. PKK terörünce kullanılmaya başlanan teknik malzemenin kaynağını tahmin de zor değil.

Böyle bir oluşumun, kendi Kürt vatandaşlarına ''ulus'' anlayışıyla bakan İran ve Suriye'yi de rahatsız etmesi, onların Ankara'yla belli bir dayanışma içine girmeleri doğaldır. Doğal olmayan, Amerika'nın, birkaç yıl öncesine kadar PKK başkanına kucak açmış olan eski Suriye'yle aynı duruma düşmüş olmasıdır.

Başka söze gerek yok; bu ayıp, ''müttefikimiz'' Amerika'ya yeter.

×

Bizimle İletişime Geçin